İŞVERENİN İŞÇİYE KARŞI SORUMLULUKLARI NELERDİR?
1. ÜCRET ÖDEME BORCU
Ücret ödeme borcu işverenin iş sözleşmesinden doğan temel borcudur ve işçinin iş görme borcunun karşılığını oluşturur. Ücret, çoğunlukla işçinin ve ailesinin tek geçim kaynağı olması sebebiyle herhangi bir sözleşmeden doğan alacak hakkından farklı olup sosyal bir nitelik taşımaktadır. Bu sebeple ücret, Anayasa’da da ayrıca düzenlenmiştir. Öte yandan iş hukukunda sosyal düşüncelerle bazen çalışma olmamasına rağmen, kanunla işçinin ücrete hak kazanacağı öngörülmüştür. Bu düzenlemelerde amaç işçinin korunmasıdır. İş Kanunu’nun 32. maddesi, “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.” şeklindedir. Görüldüğü gibi, söz konusu tanım ile ücretin iş karşılığı olduğu ve işveren dışında üçüncü kişiler tarafından ödenmesinin mümkün olduğu ortaya konmuştur.
İş Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca ücretin para ile ödenmesi gerekir. Ücretin bono, kupon veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği ileri sürülen senet yahut diğer herhangi bir şekilde ödenmesi olanağı bulunmamaktadır. Sözleşme serbestîsi ilkesi gereği, iş sözleşmesi tarafları ücretin miktarını belirlemede kural olarak serbesttir. Ancak anayasal sosyal devlet ilkesi ve iş hukukunda işçinin korunması ilkesi gereği işçiye ödenecek ücretin belirli bir asgari tutarın altında olmaması gerekir. Bu doğrultuda belirlenen asgari ücret işçiye ödenecek en az ücret tutarını ifade eder. Taraflar asgari ücretin altında ücret kararlaştıramaz.
2. EŞİT İŞLEM YAPMA BORCU
İşverenin borçlarından bir diğeri eşit davranma borcudur. Eşitlik ilkesinin temelinde adalet ve hakkaniyet düşüncesi yer alır. Eşitlik ilkesi eşit durumda olanlara eşit davranılmasını öngörür, ayrım yapılmasını yasaklar. Eşit davranma borcunun hukuki dayanağı Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi ile İş Kanunu’nun 5. maddesidir. Anayasaya göre; herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. İş ilişkisinde veya sona ermesinde eşit davranma ilkesine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücret tutarında uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı hakları da talep edebilir.
3. İŞÇİYİ GÖZETME BORCU
İşverenin işçiyi gözetme borcu iş sözleşmesinin taraflar arasında kişisel ilişki kuran niteliğinden kaynaklanır ve işçinin sadakat borcunun karşılığını oluşturur.Geniş kapsamlı bir borç olan işçiyi gözetme borcunun içerisinde nelerin yer aldığını önceden sınırlı şekilde belirlemek mümkün değildir. Öte yandan, bunların başında işçinin kişiliğinin korunması gelir. İşçinin kişiliğinin korunması, kişilik haklarına saygı gösterilmesinin yanı sıra; kişiliğinin, yaşamının, sağlığının, bedensel ve ruhsal bütünlüğünün, şeref ve onurunun, saygınlığının ve özel yaşamının korunmasını da içerir.
İşverenin kişiliğinin korunması, kişisel verilerinin korunmasını da gerektirir. Borçlar Kanunu’nun 419. maddesinde işverenin, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabileceği öngörülmüştür. İşverenin işçiyi gözetme borcunun kapsamında yer alan bir başka temel yükümlülük, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almasıdır. Borçlar Kanununa göre işveren, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. Söz konusu husus, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda ele alınmaktadır.